Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Enerji Kaynağı Olan Madenler
Ülkemizde enerji kaynağı olarak kullanılan madenler taşkömürü, linyit, petrol ve
doğal gazdır. Yenilenmeyen enerji kaynakları adını da alan bu doğal kaynaklar açısından
pek zengin olmayan ülkemiz dünya rezervlerinin sadece % 0.5'ine sahiptir.
1. Taşkömürü (Maden Kömürü)
Maden kömürü kaynakları bakımından zengin olmayan ülkemizde başlıca çıkarım
alanı olarak Karadeniz Bölgesinde Zonguldak, Ereğli, Amasra havzası dikkati çeker. Birinci
zamanın karbonifer devrine ait araziler içinde görülen taşkömürü Karadeniz
sahili boyunca 180-200 km. uzunluğunda bir saha dahilindedir. Ancak havza bütününde
ortaya çıkan faylar kömür tabakalarını büyük ölçüde kesintiye uğratmakta,
çıkartılan katmanlar da işletilme sonucu giderek derinleşmektedir. Havzadaki kömür
damarlarının yer yer deniz seviyesinin 200-300 m. altında ve denize indiği saptanmıştır.
Bu nedenle üretim artık gelir getirici olmaktan çıkmıştır.
Maden Kömürü 1829 yılında bulunmuş, 1843 yılında donanmamızın gereksinimi
için işletilmeye başlanmıştır. Halen işletilen kömür damarları Zonguldak, Kandilli,
Kireçlik, Kozlu, Kilimli, Gelik, Tarlaağzı ve Amasra'dır.
Birinci Dünya Savaşından önceki dönemde 600-800 bin ton dolayında üretimi yapılan
bu madenin günümüzde üretimi 6.5 milyon ton olup (tüvenan olarak) net üretim
4,5 milyon ton civarındadır. Bu değer dünya çapında üretim yapan devletlerle
karşılaştırıldığında oldukça sınırlıdır. Ancak çıkartılan kömürlerimiz dünya standartlarına
göre yüksek kaliteli olup, özellikle kok istihsaline elverişliliği ve kükürt
oranının düşüklüğü ile ünlüdür. Son yıllarda üretilen taş kömürü Zonguldak Çatalağzı
termik santralinde kullanılmaktadır.
2. Linyit
Ülkemiz maden kömürü yataklarının azlığına karşın linyit kömürü rezervi bakımından
oldukça zengindir. Neojen göl havzalarında oluşan linyit Güneydoğu Anadolu
Bölgesi dışında hemen hemen her bölgede bulunur. Ev yakıtı olduğu kadar son
yıllarda termik santrallerde kullanılmaya başlayan linyit 90 dolayındaki işletmede
üretilmektedir. Ancak bunlardan çok az bir kısmınının (yaklaşık 15 adet) üretimi
100 milyon ton ve üzerindedir. Büyük kısmında termik santral bulunan zengin rezevli
linyit yataklarımız arasında Afşin-Elbistan, Nallıhan, Kütahya-Seyitömer ve
Tunçbilek, Manisa-Soma, Tekirdağ-Saray, Beyşehir, Sivas-Kangal, Muğla-Yatağan, Çankırı-
Orta, Ankara-Beypazarı, Aşkale-Erzurum, sayılabilir. Bunlardan rezerv olarak 3.7
milyar tonla Elbistan ilk sırayı alır. Elbistan'ı Soma (426 milyon ton) ve Beypazarı
(404 milyon ton) izler.
3. Petrol
Türkiye çevresinde yer alan komşularının zengin petrol yataklarına sahip olmasına
karşın bu doğal kaynak bakımından son derece kıt bir rezerve sahiptir. Petrol rezervleri
500 ile bir milyar ton arasında değişen Türkiye'de ilk petrol aramaları 1934
yılında Mardin'in İdil ilçesinde başlamış, ancak buradan olumlu bir sonuç elde edilememiştir.
Bunun üzerine 1937'de M.T.A. tarafından Raman dağında petrol aramalarına
başlanmış ve 1940 yılında ilk kez Türkiye topraklarında petrol bulunmuştur.
Daha sonra 1951 yılında yine aynı bölgede Garzan'da petrol bulunmuş bunu Batman-
Beşiri, Siirt-Kurtalan ve Baykan bölgeleri izlemiştir.
Günümüzde petrol başlıca iki çıkarım bölgesinden elde edilir. Bunlardan ilki Güneydoğu
Anadolu bölgesinde Batman-Siirt (Raman, Beşiri, Kurtalan, Yanarsu, Baykan,
Magrip, Çelikli Germik) Diyarbakır (Kurtkan, Kayaköyü, Sincan) ve Gaziantep
(Adıyaman, Bölüklüyayla, Kahta, Piyanko), ikincisi Adana çevresindedir (Bulgur Dağı).
Günümüzde 3.7 milyon ton dolayında üretim yapan ülkemizde çıkartılan veya dışardan
satın alınan petrol Mersin-Ataş (petrol işleme kapasitesi 4.4 milyon ton), İzmitİpraş
(petrol işleme kapasitesi 13 milyon ton), İzmir-Aliağa (petrol işleme kapasitesi
10 milyon ton), Batman (petrol işleme kapasitesi 1.1 milyon ton) ve Kırıkkale-
Hasanlar (petrol işleme kapasitesi 5 milyon ton) rafinerilerinde işlenir.
Türkiye'nin petrol üretimi düşük olmakla birlikte gerek petro-kimya sanayii gerekse
petrol taşımacılığı oldukça gelişmiştir. Ülkemizde petrol, rafineri sahalarına boru
hatları (pipe-line) ile taşınır. Bu boru hatlarından en uzunu Kerkük-Yumurtalık petrol
boru hattıdır. 981 km. uzunluğunda olan ve 1977 yılında hizmete giren bu hattın
640 km.si ülkemizden geçer. Bu hattın biraz daha güneyinden geçen ikinci Kerkük-
Yumurtalık hattı 1987 yılında hizmete girmiştir ve 641 km.si ülkemizden geçer. Bunu
Batman-Dörtyol (494 km.), Yumurtalık-Kırıkkale (447 km.), Adıyaman-Sarıl (82
km.), Batman-Şelmo (42 km.), Sarıcak-Pirinçlik (41 km) petrol boru hatları izler.
4. Doğal Gaz
Son yıllarda ülkemizde gittikçe önem kazanan önemli enerji kaynaklarından biri de
doğal gazdır. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerde konutların ısıtılmasında
kullanılması diğer taraftan da büyük sanayi kuruluşlarının ihtiyacına yönelinmesi
doğal gaza olan ilgiyi arttırmıştır.
Ülkemizde doğal gaz araştırma çalışmalarına Trakya'da başlanmış ve burada Lüleburgaz
(Hamitabat), Kırklareli (Deveçatağı), Babaeski (Ormancık, Kumrular) arasındaki
sahada rezervlere rastlanmıştır. Ayrıca Güneydoğu Anadolu'da Mardin-Çamurlu
sahasında da doğal gaza rastlanmıştır. Trakya ve Güneydoğu Anadolu'dan elde
edilen doğal gazdan 212.5 milyon m3 üretim yapılmıştır.
Ülkemizde Rusya'dan gelerek Bulgaristan üzerinden yurdumuza giren bir doğal
gaz boru hattı da bulunmaktadır. Bu hat 1988 yılında Ankara'ya kadar ulaşmış olup
İstanbul ve Ankara şehirleri içindeki dağılım hatları hariç 650 km. uzunluğundadır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:23 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Enerji Kaynağı Olan Madenler Nedir
Ülkemizde enerji kaynağı olarak kullanılan madenler taşkömürü, linyit, petrol ve
doğal gazdır. Yenilenmeyen enerji kaynakları adını da alan bu doğal kaynaklar açısından
pek zengin olmayan ülkemiz dünya rezervlerinin sadece % 0.5'ine sahiptir.
1. Taşkömürü (Maden Kömürü)
Maden kömürü kaynakları bakımından zengin olmayan ülkemizde başlıca çıkarım
alanı olarak Karadeniz Bölgesinde Zonguldak, Ereğli, Amasra havzası dikkati çeker. Birinci
zamanın karbonifer devrine ait araziler içinde görülen taşkömürü Karadeniz
sahili boyunca 180-200 km. uzunluğunda bir saha dahilindedir. Ancak havza bütününde
ortaya çıkan faylar kömür tabakalarını büyük ölçüde kesintiye uğratmakta,
çıkartılan katmanlar da işletilme sonucu giderek derinleşmektedir. Havzadaki kömür
damarlarının yer yer deniz seviyesinin 200-300 m. altında ve denize indiği saptanmıştır.
Bu nedenle üretim artık gelir getirici olmaktan çıkmıştır.
Maden Kömürü 1829 yılında bulunmuş, 1843 yılında donanmamızın gereksinimi
için işletilmeye başlanmıştır. Halen işletilen kömür damarları Zonguldak, Kandilli,
Kireçlik, Kozlu, Kilimli, Gelik, Tarlaağzı ve Amasra'dır.
Birinci Dünya Savaşından önceki dönemde 600-800 bin ton dolayında üretimi yapılan
bu madenin günümüzde üretimi 6.5 milyon ton olup (tüvenan olarak) net üretim
4,5 milyon ton civarındadır. Bu değer dünya çapında üretim yapan devletlerle
karşılaştırıldığında oldukça sınırlıdır. Ancak çıkartılan kömürlerimiz dünya standartlarına
göre yüksek kaliteli olup, özellikle kok istihsaline elverişliliği ve kükürt
oranının düşüklüğü ile ünlüdür. Son yıllarda üretilen taş kömürü Zonguldak Çatalağzı
termik santralinde kullanılmaktadır.
2. Linyit
Ülkemiz maden kömürü yataklarının azlığına karşın linyit kömürü rezervi bakımından
oldukça zengindir. Neojen göl havzalarında oluşan linyit Güneydoğu Anadolu
Bölgesi dışında hemen hemen her bölgede bulunur. Ev yakıtı olduğu kadar son
yıllarda termik santrallerde kullanılmaya başlayan linyit 90 dolayındaki işletmede
üretilmektedir. Ancak bunlardan çok az bir kısmınının (yaklaşık 15 adet) üretimi
100 milyon ton ve üzerindedir. Büyük kısmında termik santral bulunan zengin rezevli
linyit yataklarımız arasında Afşin-Elbistan, Nallıhan, Kütahya-Seyitömer ve
Tunçbilek, Manisa-Soma, Tekirdağ-Saray, Beyşehir, Sivas-Kangal, Muğla-Yatağan, Çankırı-
Orta, Ankara-Beypazarı, Aşkale-Erzurum, sayılabilir. Bunlardan rezerv olarak 3.7
milyar tonla Elbistan ilk sırayı alır. Elbistan'ı Soma (426 milyon ton) ve Beypazarı
(404 milyon ton) izler.
3. Petrol
Türkiye çevresinde yer alan komşularının zengin petrol yataklarına sahip olmasına
karşın bu doğal kaynak bakımından son derece kıt bir rezerve sahiptir. Petrol rezervleri
500 ile bir milyar ton arasında değişen Türkiye'de ilk petrol aramaları 1934
yılında Mardin'in İdil ilçesinde başlamış, ancak buradan olumlu bir sonuç elde edilememiştir.
Bunun üzerine 1937'de M.T.A. tarafından Raman dağında petrol aramalarına
başlanmış ve 1940 yılında ilk kez Türkiye topraklarında petrol bulunmuştur.
Daha sonra 1951 yılında yine aynı bölgede Garzan'da petrol bulunmuş bunu Batman-
Beşiri, Siirt-Kurtalan ve Baykan bölgeleri izlemiştir.
Günümüzde petrol başlıca iki çıkarım bölgesinden elde edilir. Bunlardan ilki Güneydoğu
Anadolu bölgesinde Batman-Siirt (Raman, Beşiri, Kurtalan, Yanarsu, Baykan,
Magrip, Çelikli Germik) Diyarbakır (Kurtkan, Kayaköyü, Sincan) ve Gaziantep
(Adıyaman, Bölüklüyayla, Kahta, Piyanko), ikincisi Adana çevresindedir (Bulgur Dağı).
Günümüzde 3.7 milyon ton dolayında üretim yapan ülkemizde çıkartılan veya dışardan
satın alınan petrol Mersin-Ataş (petrol işleme kapasitesi 4.4 milyon ton), İzmitİpraş
(petrol işleme kapasitesi 13 milyon ton), İzmir-Aliağa (petrol işleme kapasitesi
10 milyon ton), Batman (petrol işleme kapasitesi 1.1 milyon ton) ve Kırıkkale-
Hasanlar (petrol işleme kapasitesi 5 milyon ton) rafinerilerinde işlenir.
Türkiye'nin petrol üretimi düşük olmakla birlikte gerek petro-kimya sanayii gerekse
petrol taşımacılığı oldukça gelişmiştir. Ülkemizde petrol, rafineri sahalarına boru
hatları (pipe-line) ile taşınır. Bu boru hatlarından en uzunu Kerkük-Yumurtalık petrol
boru hattıdır. 981 km. uzunluğunda olan ve 1977 yılında hizmete giren bu hattın
640 km.si ülkemizden geçer. Bu hattın biraz daha güneyinden geçen ikinci Kerkük-
Yumurtalık hattı 1987 yılında hizmete girmiştir ve 641 km.si ülkemizden geçer. Bunu
Batman-Dörtyol (494 km.), Yumurtalık-Kırıkkale (447 km.), Adıyaman-Sarıl (82
km.), Batman-Şelmo (42 km.), Sarıcak-Pirinçlik (41 km) petrol boru hatları izler.
4. Doğal Gaz
Son yıllarda ülkemizde gittikçe önem kazanan önemli enerji kaynaklarından biri de
doğal gazdır. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerde konutların ısıtılmasında
kullanılması diğer taraftan da büyük sanayi kuruluşlarının ihtiyacına yönelinmesi
doğal gaza olan ilgiyi arttırmıştır.
Ülkemizde doğal gaz araştırma çalışmalarına Trakya'da başlanmış ve burada Lüleburgaz
(Hamitabat), Kırklareli (Deveçatağı), Babaeski (Ormancık, Kumrular) arasındaki
sahada rezervlere rastlanmıştır. Ayrıca Güneydoğu Anadolu'da Mardin-Çamurlu
sahasında da doğal gaza rastlanmıştır. Trakya ve Güneydoğu Anadolu'dan elde
edilen doğal gazdan 212.5 milyon m3 üretim yapılmıştır.
Ülkemizde Rusya'dan gelerek Bulgaristan üzerinden yurdumuza giren bir doğal
gaz boru hattı da bulunmaktadır. Bu hat 1988 yılında Ankara'ya kadar ulaşmış olup
İstanbul ve Ankara şehirleri içindeki dağılım hatları hariç 650 km. uzunluğundadır.
Tarih: 2016-03-02 01:56:23 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx